![Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini (Kara Para) Aklama Suçu](https://www.dereli.av.tr/wp-content/uploads/2023/11/Suctan-Kaynaklanan-Malvarligi-Degerlerini-Aklama-Sucu-Gorsel.jpg)
SUÇTAN KAYNAKLANAN MALVARLIĞI DEĞERLERİNİ AKLAMA SUÇU
(KARA PARA)
TCK 282
Karapara Aklama Kavramı Nedir?
Gri Para ve Karapara Nedir?
Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama Suçu Nedir?
Karapara Aklamanın Aşamaları Nelerdir?
Karapara Aklama Yöntemleri Nelerdir?
Parçalara Ayırma (The Smurfing – Şirinler) Nedir?
Vergi Cennetleri ve Kıyı Bankacılığı Kullanılması (Tax Havens-Off-Shore Banking) Nedir?
Döviz Alım Satımı Nedir?
Şans Oyunlarının Kullanılması Nedir?
Sahte veya Şişirilmiş Faturaların Kullanılması Nedir?
Sermaye Piyasalarının Kullanılması ve Borsa Nedir?
Finans Kurumlarının Kullanılması Nedir?
Kaçak Yollarla Yurt Dışına Çıkarma Nedir?
Sigorta Şirketleri ve Poliçelerin Kullanılması Nedir?
Paravan ve Hayali Şirketler Kurma Nedir?
Sanal Bankacılık Sisteminin Kullanılması Nedir?
Kendi Kendine Borçlanma (Loan – Back) Nedir?
Alternatif Havale Sistemlerinin Kullanılması (Yeraltı Bankacılığı – Hawala Sistemi) Nedir?
Belirli Meslek Gruplarından Faydalanma Nedir?
Nakit Esaslı Çalışan Ticari İşletmelerin Kullanılması Nedir?
Lüks Mallar, Değerli Taşlar ve Sanat Eserleri Aracılığıyla Aklama Nedir?
Kripto Paraların Aklama Yöntemi Olarak Kullanılması Nedir?
Aklama Suçuyla Korunan Hukuki Değer Nedir?
Aklama Suçunun Unsurları Nelerdir?
Daha Ağır Cezayı Gerektiren Nitelikli Unsurlar Nelerdir?
Aklama Suçunun Cezası Nedir?
Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama (Karapara Aklama) Kavramı Nedir?
Elde edilen gelirin yasa dışı yollarla kazanıldığını gizlemek amacıyla, bu gelirlerin yasal bir görünüm kazanmasını sağlama, kaynağını saklama, ortadan kaldırma veya elde ediliş biçimini değiştirme gibi yöntemlerle ekonomik ve finansal sisteme dahil edilmesine kara para aklama denir.
Suçtan elde edilen değerlerin aklanarak yasal görünüme kavuşturulması, başka bir deyişle kirli paraların yıkanarak ekonomik sisteme dahil edilmesi Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan Al Capone’un yasa dışı yollarla elde ettiği paralara meşruiyet kazandırmak amacıyla 1900’lü yılların başında çamaşırhaneler açması ve suçtan elde ettiği paraları yasal yolla kazanılmış gibi göstermeye çalışmasıyla gündeme gelmiştir.1 Suç gelirlerinin aklanmasıyla ilgili uluslararası sözleşmelerin yapılması ve devletlerin bu sözleşmeleri dikkate alarak düzenleme yapmaya başlaması ise Al Capone’un eylemlerinden çok daha sonraya, uyuşturucu ticaretinden elde edilen gelirlerin aklanmaya başlamasıyla birlikte olmuş, 1970’li yıllarda ABD’de Watergate Skandalı’nın ortaya çıkmasıyla yasal düzenlemeler hız kazanmıştır.
Kara para aklama suçuyla mücadele kapsamında, uluslararası hukukta imzalanan sözleşmeler ve devletlerin yaptığı ikili anlaşmalar en önemli düzenlemeler arasında yer alır. Ülkemizde, bu suçun önlenmesine yönelik ilk yasal düzenleme 1996 yılında çıkarılan 4208 sayılı kanunla yürürlüğe girmiştir. Daha sonra, 2005’te yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 282. maddesinde bu suç, “suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama” başlığıyla ele alınmıştır.
Gri Para ve Karapara Nedir?
Peki kamuoyunda sıkça karşılaştığımız gri para ve kara para nedir? Kara para kavramı, mevzuatta ilk kez 4208 sayılı kanunla yer bulmuş ve suç türü “kara para aklama suçu” olarak tanımlanmıştır. 4208 sayılı Kanun’un 2(a) maddesinde karapara; “… fiillerin işlenmesi suretiyle elde edilen para veya para yerine geçen her türlü kıymetli evrakla, mal veya gelirleri veya bir para biriminden diğer bir para birimine çevrilmesi de dahil, sözü edilen para, evrak, mal veya gelirlerin birbirine dönüştürülmesinden elde edilen her türlü maddi menfaat veya değeri” şeklinde tanımlanmıştır.
Karapara ve gri para, birbirinden farklı kökenlere sahiptir. Karapara, doğrudan yasa dışı faaliyetlerden elde edilen gelirleri ifade eder. Uyuşturucu ticareti, silah kaçakçılığı, insan ticareti gibi suçlardan elde edilen tüm kazançlar kara para olarak nitelendirilir. Bu paranın kaynağı belirgin bir şekilde suçtur ve amacı, bu paranın yasal bir görünüme kavuşturulmasıdır.
Gri para ise, kaynağı itibarıyla yasal olsa da yasal yükümlülüklerden kaçınmak için kayıt dışı tutulan gelirleri ifade eder. Örneğin, bir işletmenin elde ettiği gelirin bir kısmını vergi dairesine bildirmeyerek kasasında tutması durumunda, bu tutar gri para olarak değerlendirilir. Yani, gri paranın kaynağı yasal bir faaliyetken elde ediliş şekli ve kullanımı yasal değildir.
Bu iki kavram arasındaki temel fark, kaynağın doğasıdır. Kara paranın kaynağı doğrudan suçtur ve bu nedenle cezai yaptırımlara tabidir. Gri paranın kaynağı ise yasal bir faaliyet olsa da vergi kaçakçılığı gibi farklı suçlara konu olabilir. Ancak, gri para kara para aklama kapsamında değerlendirilmez.
Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama Suçu Nedir?
Malvarlığı, mamelek olarak da bilinen, misli şeylerle ölçülebilen hak ve alacakları karşılamakta olup kara paraya kıyasla çok daha kapsamlıdır. Bu kavram, ekonomik bir değere veya yarara sahip olan para, kıymetli madenler, ticari senetler ile taşınır veya taşınmaz her türlü varlık değerini kapsar.
6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Hakkında Kanun’un tanımlar başlıklı 2. maddesinde malvarlığı; “Bir gerçek veya tüzel kişinin mülkiyetinde veya zilyetinde bulunan ya da doğrudan veya dolaylı olarak kontrolünde olan fon ve gelir ile bunların birbirine dönüştürülmesinden hasıl olan menfaat ve değeri ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır.
Karapara Aklamanın Aşamaları Nelerdir?
Suç işleyerek kazanç sağlayan kişiler, bu gelirleri yasal bir görünüm kazandırmak için çeşitli yöntemlere başvurur. Bu yöntemler sınırlı olmamakla birlikte, genel olarak kara para aklama süreci üç temel aşamada gerçekleşir. İlk aşamada, suçtan elde edilen değerler bir nevi “çamaşır makinesine” yerleştirilerek temizlenmeye hazırlanır. Ardından, ayrıştırma ve durulama işlemleri ile bu değerler suç bağlantısından uzaklaştırılır. Son aşamada ise, artık “kurutulmuş” olan bu gelirler, yasal kaynaklı diğer varlıklarla birleştirilerek tamamen meşru hale getirilir.
YERLEŞTİRME AŞAMASI
Suçtan elde edilen malvarlığı değerlerini aklamayı hedefleyen kişi, öncelikli olarak bu parayı finansal sisteme dahil etmeye çalışır. Bu süreçteki temel amaç, eldeki nakit parayı finans sektörüne sokarak kaydi para haline getirmek ve çeşitli işlemlerle daha az fark edilir hale getirip piyasada eritmektedir. Bu tür gelirler genellikle, suç failleri tarafından açılmış ticari işletmeler (örneğin güzellik salonları, mücevher mağazaları, emlak şirketleri gibi) aracılığıyla meşru bir kazanç gibi gösterilmeye çalışılır.
Aklama sürecinin en kritik ve riskli aşaması burasıdır çünkü yasa dışı yollarla elde edilmiş paranın görünürlüğü yüksektir ve bu durum adli makamların dikkatini çekebilir. Bu aşamada, döviz alım satımı, sermaye piyasasında hisse senedi alım satımı ya da mücevher ve diğer değerli madenlerin ticareti gibi işlemler sıkça kullanılan yöntemlerdir.
AYRIŞTIRMA AŞAMASI
Suçtan elde edilen geliri aklama sürecinde, yerleştirme aşamasını katmanlaştırma olarak da adlandırılan ayrıştırma aşaması takip eder. Bu aşamada, malvarlığı değerleri adli makamların dikkatinden kaçırılmak ve izlenmesini zorlaştırmak amacıyla küçük parçalara bölünür.
Ayrıştırma sürecinin temel amacı, yapılan işlemleri karmaşık hale getirerek adli makamların fark etmesini engellemektir. Bu amaçla bankacılık sisteminin karmaşık yapısından yararlanılır. Hisse senedi alım satımı, lüks araç, tekne veya uçak gibi değerli varlıkların ticareti bu süreçte sıkça başvurulan yöntemlerdir. Ayrıca, işlemler genellikle olayla bağlantısı olmayan üçüncü kişiler adına gerçekleştirilir.
BÜTÜNLEŞTİRME AŞAMASI
Entegrasyon aşaması da denilen bu aşamada, suçtan elde edilen malvarlığı değerleri, yasal yollarla kazanılmış gibi gösterilerek mali sisteme dahil edilir. Suçla bağlantılı malvarlığı değerleri ayrıştırma işlemi sonrasında ekonomik sisteme entegre edilir ve artık yasal malvarlığı izlenimi oluşturulur.
Bütünleştirme aşamasında suç kökenli parayla yatırımlar yapılır ve yasa dışı yollarla zenginleşme çabası güdülür. Bu süreçte en yaygın kullanılan yöntemler arasında gayrimenkul alımları, paravan şirketler kurma, sahte krediler almak, yabancı banka iş birlikleri kurmak ve sahte ithalat-ihracat faturaları düzenlemek yer alır.
Karapara Aklama Yöntemleri Nelerdir?
Günümüz dünyasında gelişen teknolojik şartlarla birlikte sürekli olarak farklı ve yeni aklama yöntemleriyle karşılaşılması nedeniyle suçtan elde edilen malvarlığı değerlerini aklama yöntemlerini belirli kalıplar çerçevesinde sıralamak mümkün değildir.
Teknolojinin hızla gelişmesi, suç gelirlerinin aklanması için yeni ve daha etkin yöntemlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Geçmişte yaygın olarak kullanılan bavul ticareti gibi yöntemler yerini, ucuz para transfer sistemleri gibi daha modern ve karmaşık yöntemlere bırakmıştır. Bu durum, suç örgütlerinin mal varlıklarını daha kolay bir şekilde aklamasına ve böylece yasal görünümler elde etmesine olanak tanımaktadır.
Aklama yöntemlerinden en fazla kullanılan, adli makamların en fazla ortaya çıkardığı yöntemler şunlardır:
- Parçalara Ayırma (The Smurfing – Şirinler)
- Vergi Cennetleri ve Kıyı Bankacılığı Kullanılması (Tax Havens-Off-Shore Banking)
- Döviz Alım Satımı
- Şans Oyunlarının Kullanılması
- Sahte veya Şişirilmiş Faturaların Kullanılması
- Sermaye Piyasalarının Kullanılması ve Borsa
- Finans Kurumlarının Kullanılması
- Kaçak Yollarla Yurt Dışına Çıkarma
- Sigorta Şirketleri ve Poliçelerin Kullanılması
- Paravan ve Hayali Şirketler Kurma
- Sanal Bankacılık Sisteminin Kullanılması
- Kendi Kendine Borçlanma (Loan – Back)
- Alternatif Havale Sistemlerinin Kullanılması (Yeraltı Bankacılığı – Hawala Sistemi)
- Belirli Meslek Gruplarından Faydalanma
- Nakit Esaslı Çalışan Ticari İşletmelerin Kullanılması
- Lüks Mallar, Değerli Taşlar ve Sanat Eserleri Aracılığıyla Aklama
- Kripto Paraların Aklama Yöntemi Olarak Kullanılması
Parçalara Ayırma (The Smurfing – Şirinler) Nedir?
Suç gelirlerini bankacılık denetim limitinin altına düşürecek kadar küçük parçalara ayırarak farklı hesaplara yatırmak, denetlemeyi zorlaştırır. Mali sistemde nakit parayı eritme amacıyla işlem yapılan hesaplar, dikkat çekmeden fonları biriktirir. Ayrıca, sık sık ve küçük miktarlarda yapılan bu işlemlerle fonlar, yasadışı kazancın meşrulaşmasına zemin hazırlayan süreçlerin bir parçası haline gelir. Sıklıkla tercih edilen bu aklama yöntemi, onu kullanan kişilerce genellikle yerleştirme aşamasında kendisini gösterir. Farklı kişilerin aynı amaçla işlem yaptığını fark eden finans kurumları yetkilileri, şüpheli işlem bildirimde bulunurlar. Burada dikkat çeken unsurlardan biri de aklama eyleminde bulunan kişilerin yetkili otoriteler tarafından belirlenen bildirim tavanlarına yakın miktarlar üzerinden işlem yapmalarıdır.
Vergi Cennetleri ve Kıyı Bankacılığı Kullanılması (Tax Havens – Off-Shore Banking) Nedir?
Vergi cennetleri veya kıyı bankacılığı hizmeti sunan ülkeler, düşük veya sıfır vergi oranları ve sıkı bir gizlilik sunar. Bu ülkelerde açılan hesaplar, yasadışı paranın kaynağını gizlemek için kullanılır. Çünkü bu ülkelerde nakit işlemlerde kontrol sistemi yoktur. Malvarlığı değerlerinin kaynağına bakılmaksızın mali sisteme dahil edilmesi bu yöntemin tercih edilmesinin nedenlerinden biridir. Ayrıca finans kurumlarında işlem yapmak nispeten daha kolay hale getirilmiştir. Bu hesaplar, suç gelirlerinin yasal bir gelir gibi görünmesine olanak tanırken, vergisel denetimden de kaçış sağlar. Ayrıca, bu tür bankalar gizlilik sunduğundan, suç gelirlerinin takibini zorlaştırır. Bu bakımdan mevzuat düzenlemeleri ile ticari sırlar sıkı bir şekilde yasal korumaya tabiidir.
Döviz Alım Satımı Nedir?
Suç gelirleri, farklı para birimlerine dönüştürülerek izlenmesi güç hale getirilir. Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerleri küçük parçalara bölünebilmektedir. Bir ülkenin parasının diğerine çevrilmesi veya farklı döviz işlemleri, yasal bir döviz değişim işlemi gibi görünür ve izlerin kaybolmasını sağlar. Böylelikle, suç gelirleri döviz dalgalanmalarından yararlanarak yasal görünüme kavuşur. Döviz bürolarının sıkı bir şekilde denetlenmemesi bu yöntemin tercih edilmesinin önemli bir nedenidir. Ayrıca döviz bürolarının banka gibi kurumlara göre daha kolay kurulabilmesi tercih nedenlerinden biridir. Aklama suçu işlenirken yerleştirme aşamasında bu yönteme rastlanır.
- Şans Oyunlarının Kullanılması Nedir?
Suç gelirlerini aklamak için kullanılan diğer bir yöntem de kumarhaneler ve bahis şirketleridir. Kumarhaneler gibi at yarışları, gazino gibi şans oyunları, loto çekilişleri ve internet üzerinde oynanan oyunlar da bu yöntem içerisinde araç olarak kullanılmaktadır. Kumarhanelerde nakit işlemler yaygın olduğundan, suç gelirleri bu ortamlarda “temiz” hale getirilir. Örneğin, bir kişi suç gelirini kullanarak büyük miktarda kumar fişi satın alır, kısa bir süre oyun oynayıp düşük miktarda fişle devam eder ve kalan fişleri nakde veya çeke çevirir. Bu işlem, kumardan kazanılmış yasal bir gelir gibi gösterilebilir. Aynı şekilde, çevrimiçi bahis siteleri de kara paranın izini kaybettirmekte kullanılır.
Sahte veya Şişirilmiş Faturaların Kullanılması Nedir?
Hiç yapılmamış işlerin veya alınmamış malların ticaretini göstermeyi amaçlayan sahte faturalar, suç gelirini maskelemede kullanılır. Olmayan bir mal veya yapılmayan bir hizmet üzerinden aklanacak miktara eşit olan sahte fatura ile söz konusu malvarlığı değeri mali sisteme dahil edilmektedir. Aynı şekilde, işlem bedelleri olduğundan daha yüksek gösterilerek satın alınan değerin üzerine aklanacak miktar eklenerek ürünün şişirilmiş maaliyeti faturaya yansıtılır ve kaydedilir. Bu da para aklama işlemini, gerçek ticari faaliyetmiş gibi gösterir. Sahte fatura düzenleme daha riskli görüldüğünden şişirilmiş fatura yöntemi daha çok tercih edilmektedir.
Sermaye Piyasalarının Kullanılması ve Borsa Nedir?
Suç gelirleri, hisse senedi veya tahvil gibi yatırım araçlarına aktarılır ve kazanç sağlanarak geri çekilir. Suç gelirleri borsada değerlendirilir ve fiyat değişimlerinden yararlanılarak işlem yapılarak yasal kazanç gibi gösterilir. Böylelikle, borsa ve diğer sermaye piyasası araçları üzerinden kaynağı gizlemek mümkün olur. Kıymetli evrak ile sağlanan işlemler rahatlıkla yapılabilmektedir. Sermaye piyasaları kapsamlı bir denetime olanak sağlamadığı için suçtan kaynaklanan malvarlığını aklamak isteyen kişiler tarafından sıkça kullanılır.
Finans Kurumlarının Kullanılması Nedir?
Bankalar veya finansal kuruluşlar, kredi veya ipotek gibi yasal işlemler gibi görünerek suç gelirlerinin aklanmasında kullanılabilir. Bu süreçte, suçtan elde edilen para bir teminat gibi gösterilerek yasallaştırılır ve kurumlardan geri kazanılır.
Finansal kurumlar, özellikle bankalar, kara para aklama işlemlerinde sıkça kullanılan temel araçlardır. Bu yöntemler arasında banka hesapları açarak, sahte isimler kullanarak veya başkaları adına hesap açtırarak işlem yapmak yaygındır. Suçlular, çeşitli sahte hesap türleri aracılığıyla suçtan elde edilen geliri aklar, ayrıca faktöring, leasing ve sigortacılık gibi finans hizmetlerinden de yararlanarak para akışını meşru gösterebilirler. Özellikle denetim eksikliği bulunan vergi cennetleri gibi yargı alanlarında, bankacılık sisteminin kötüye kullanılması yaygındır. Gelişen teknolojiyle bu faaliyetler daha karmaşık hale gelirken, mali suçların önlenmesi adına finans kurumları üzerindeki denetimler gün geçtikçe artmaktadır.
Kaçak Yollarla Yurt Dışına Çıkarma Nedir?
Kara para, ülkeden kaçak yollarla çıkarılarak otoritelerin takibinden uzaklaştırılır. Genelde kara, deniz veya hava yoluyla yapılan kaçakçılık işlemlerinde para fiziksel olarak taşınır veya banka sistemleri dışında yapılan alternatif havale sistemleri kullanılır.
Suçtan elde edilen gelirlerin nakit olarak fiziki yollarla yurt dışına kaçırılması, klasik bir kara para aklama yöntemidir. Bu yöntemde para, uçak, gemi, tren veya özel araçlar gibi çeşitli taşıma yolları kullanılarak nakledilir. Görevlendirilmiş kişiler veya taşıyıcılar parayı farklı ülkelere götürür. Özellikle 1990’lı yıllarda nakit taşıma yoluyla yüksek meblağların kaçak olarak taşındığı pek çok olay kaydedilmiştir. Güvenlik önlemleri arttıkça, bu yöntemle aklama işlemleri riskli hale gelmiştir. Günümüzde nakit para taşıma yöntemi hâlâ kullanılmakla birlikte, bu riskten kaçınmak isteyen suçlular sanal transfer yollarını tercih etmeye başlamıştır.
Sigorta Şirketleri ve Poliçelerin Kullanılması Nedir?
Suç gelirleri sigorta poliçelerine yatırılarak aklanır. Poliçeden elde edilen tazminat veya erken ödeme, yasal bir kazanç gibi gösterilir. Özellikle tek seferlik prim ödemeli hayat sigortaları veya tahvil bazlı poliçeler bu işlem için kullanılır.
Sigorta sektörü, suç gelirlerini aklama yöntemlerinden biridir. Bu yöntemde suçtan elde edilen para, hayat sigortası veya emeklilik poliçelerine yatırılarak aklanır. Aklayıcı, poliçeyi kısa sürede bozdurarak yatırdığı tutarı meşru gelir gibi gösterir. Bu işlem, sigorta şirketlerinden alınan geri ödeme yoluyla gerçekleştirilir. Örneğin, poliçeyi iptal ederek geri ödeme almak ve bu miktarı daha düşük bir fiyattan bozmak, paranın aklanmasını sağlar. Sigorta şirketlerinin yasal yükümlülüklerini yerine getirme konusundaki eksiklikleri, aklayıcılar için cazip bir ortam oluşturur. Şüpheli işlem bildirimlerinin azlığı, bu yöntemin kullanımını kolaylaştırır.
Paravan ve Hayali Şirketler Kurma Nedir?
Gerçekte var olmayan veya yalnızca yasal görünüme sahip paravan şirketler, suç gelirlerini yasallaştırmak için kullanılır. Bu şirketler, yüksek miktarda mal veya hizmet satışları göstererek suç gelirlerini yasal kazanç gibi sunabilir.
Kara para aklayıcıları için paravan veya hayali şirketler oldukça elverişli yapılardır. Bu şirketler, gerçek bir ticari faaliyet yürütmeden yalnızca suç gelirlerini aklamak için kurulur. Paravan şirketler, faaliyet gösteriyormuş gibi sahte faturalar düzenler ve elde ettikleri suç gelirini yasal kazanç gibi gösterir. Bu sahte karlar üzerinden vergi ödenerek gelir meşrulaştırılır. Ayrıca, yüksek kar marjları veya şüphe uyandıran işlem hacmi gibi unsurlar da bu şirketler aracılığıyla manipüle edilir. Bu yöntem, mali işlemleri gizlemek ve denetimlerden kaçmak için tercih edilmektedir.
- Sanal Bankacılık Sisteminin Kullanılması Nedir?
İnternet bankacılığı veya mobil bankacılık gibi sanal bankacılık kanalları aracılığıyla para hızlıca transfer edilerek izlenmesi zorlaştırılır. Elektronik ortamda yapılan işlemler, denetimlerin zorlaşmasına neden olur ve kaynak gizlenir.
Teknolojik gelişmeler, suçluların sanal bankacılık sistemlerini kullanarak suç gelirlerini aklamasını kolaylaştırmıştır. Sanal bankacılık, fon transferlerinin fiziksel varlıklar olmaksızın hızlıca yapılabilmesine olanak tanır. Bu yöntemle, suç gelirlerinin izlenmesi zorlaşır. Hesap açma ve para transfer işlemlerinin dijital ortamda gerçekleşmesi, suçluların kimliklerini gizlemesine ve bankacılık sistemlerini aşmasına olanak sağlar. Özellikle uluslararası para transferlerinde sanal bankacılık, suç gelirlerinin başka ülkelerdeki hesaplara aktarılmasında etkili bir yöntem olarak öne çıkar.
Kendi Kendine Borçlanma (Loan-Back) Nedir?
Off-shore bir bankada tutulan suç gelirleri, borç olarak alınarak yasal bir kredi gibi gösterilir ve daha sonra ödenerek yasal hale getirilir. Bu yöntem, kredi borçlarının ödenmesi sürecinde suç gelirlerini meşru kaynak olarak göstermeyi sağlar.
Kendi kendine borçlanma yöntemi, suçluların para aklama süreçlerinde sıkça başvurduğu bir yöntemdir. Bu yöntemde aklayıcı, öncelikle bir bankaya suçtan elde edilen gelirleri yatırır. Sonrasında, başka bir ülkede aynı miktarda bir kredi alarak bu parayı yasal bir yatırım gibi gösterir. Örneğin, kredi için bir teminat gösterir ve teminat mektubu ile yatırımını meşrulaştırır. Bu süreçte banka zararını kapatmak için yasal sürece başvurur. Bu sırada, suç gelirlerinin kökeni gizlenmiş olur. Bu yöntem, kredi çekme işlemlerini kullanarak paranın izini kaybettirmek açısından oldukça etkilidir.
Alternatif Havale Sistemlerinin Kullanılması (Yeraltı Bankacılığı – Hawala Sistemi) Nedir?
Bankacılık sistemine ihtiyaç duymadan yapılan yeraltı havale sistemleri, özellikle takip edilmesi zor olan coğrafyalarda tercih edilir. Bu sistemlerde, para fiziksel olarak bir ülkeden diğerine taşınmaz; bunun yerine, aracı şahıslar ve kurumlar vasıtasıyla havale edilir.
Hawala gibi alternatif havale sistemleri, resmi bankacılık sistemine ihtiyaç duymadan para transferi yapılmasına olanak sağlar. Bu yöntem, özellikle güven ilişkisine dayandığı için suç gelirlerinin izlenmesini zorlaştırır. Kayıt dışı olarak gerçekleşen bu transferlerde gönderici ve alıcı bilgileri tutulmaz. Özellikle etnik veya kültürel bağların güçlü olduğu bölgelerde yaygın olarak kullanılan hawala sistemi, suç örgütleri için de tercih edilen bir yöntemdir. Suçtan elde edilen gelir, resmi sistemlerin dışında bir ülkeden başka bir ülkeye aktarılarak izlenmesi zor hale getirilir.
Belirli Meslek Gruplarından Faydalanma Nedir?
Muhasebeci, mali müşavir, avukat veya danışman gibi profesyoneller, suç gelirlerini gizlemek veya yasal bir çerçeveye oturtmak için kullanılır. Bu meslek gruplarının yasal ve mali yetkilerinden faydalanarak, kara para aklama sürecinin profesyonel bir şekilde yönetilmesi sağlanır.
Kara para aklayıcıları, suç faaliyetlerinde belirli meslek gruplarını kullanarak yasal süreçleri aşmayı amaçlar. Avukatlar, muhasebeciler, noterler, vergi memurları gibi bilgi sahibi olan profesyoneller, yasanın sağladığı hak ve yetkileri kötüye kullanarak suç gelirlerinin aklanmasına yardımcı olabilirler. Özellikle mali ve hukuki süreçlerde uzman olan bu kişiler, işlemleri meşru gibi göstererek suç gelirlerinin kaynağını gizlemekte kritik bir rol oynar. Bu durum, ilgili meslek grupları için sıkı denetim ve şüpheli işlemleri bildirme zorunluluğunu gerekli kılmaktadır.
Nakit Esaslı Çalışan Ticari İşletmelerin Kullanılması Nedir?
Restoran, bar, benzin istasyonu gibi nakit esaslı işletmeler, suç gelirlerini günlük iş gelirine ekleyerek yasallaştırmak için kullanılır. Yüksek nakit akışı, suç gelirlerinin kaynağını saklamayı kolaylaştırır.
Nakit esaslı ticari işletmeler, suç gelirlerinin yasal bir gelir gibi gösterilmesi için ideal ortamlardır. Bu tür işletmelerde, günlük iş hacminin yüksek olması nakit para akışını kolaylaştırır. Örneğin restoranlar, gece kulüpleri, otoparklar gibi işletmeler, suç gelirlerini gizlemek için kullanılabilir. Nakit işlemler kayda geçirilmeyebilir veya düşük beyan edilebilir, bu sayede elde edilen suç geliri meşru hale gelir. Bu işletmelerin yoğun iş akışı ve nakit odaklı çalışmaları, şüphe çekmeden suç gelirlerinin sisteme dahil edilmesini sağlar.
Lüks Mallar, Değerli Taşlar ve Sanat Eserleri Aracılığıyla Aklama Nedir?
Lüks arabalar, mücevherler veya sanat eserleri, suç gelirlerinin nakit değerini saklamak için kullanılır. Bu mallar nakit karşılığında satın alınır ve yeniden satılarak kara para aklanır veya değerli varlık olarak muhafaza edilir.
Değerli taşlar, lüks mallar ve sanat eserleri, suçtan elde edilen gelirlerin taşınabilir ve izlenmesi zor varlıklara dönüştürülmesi için kullanılan araçlardır. Özellikle mücevher, elmas, altın gibi değerli taşlar ile sanat eserlerinin fiyatları yüksek ve likiditesi fazladır. Bu varlıklar satın alınıp başka bir ülkede satışa çıkarılarak veya farklı kişiler adına gösterilerek para aklanabilir. Bu tür mallar, gizlenmesi kolay ve sınır ötesi taşınabilir oldukları için suç gelirlerinin aklanmasında sıklıkla tercih edilir.
Kripto Paraların Aklama Yöntemi Olarak Kullanılması Nedir?
Kripto paralar, özellikle son yıllarda dijital finans dünyasında artan popülariteleri ile kara para aklama amacıyla sıkça başvurulan bir araç haline gelmiştir. Merkezi olmayan yapıları, kullanıcılarına sundukları anonimlik, işlem hızları ve uluslararası geçerlilikleri ile kara para aklamak isteyen suçlular için cazip özellikler taşır. Kripto paralar, blockchain adı verilen dağıtılmış defter teknolojisi (DLT) sayesinde merkezi bir otoriteye bağlı olmadan işlem görür ve böylelikle, işlem detaylarının izlenmesi geleneksel bankacılık sistemlerine kıyasla daha zordur. Bu da suçtan elde edilen gelirlerin izlenmesinin zorlaşmasına neden olur. Özellikle yüksek düzeyde güvenlik ve şifreleme kullanımı, kripto paraların mali denetimlerin dışına çıkarak işlem yapılmasına olanak tanır.
Kripto paraların kara para aklama yöntemi olarak kullanılmasının temel nedenlerinden biri, geleneksel bankacılık sisteminde uygulanan sıkı düzenlemelerin kripto para piyasalarında henüz tam anlamıyla uygulanamıyor olmasıdır. Geleneksel bankacılıkta, büyük miktarlarda para transferi yapılırken finans kurumları, kara para aklama karşıtı düzenlemelere (AML) ve müşterini tanı (KYC) süreçlerine tabidir. Bu düzenlemeler, özellikle yüksek miktarlı işlemlerin şüpheli olarak değerlendirilmesi ve raporlanması zorunluluğu getirir. Buna karşın, kripto para borsaları her ne kadar bazı ülkelerde KYC süreçleri uygulasa da, küresel bir düzenleme eksikliği nedeniyle birçok borsada anonim işlem yapılabilmektedir. Bu, suç gelirlerinin kripto para birimlerine dönüştürülerek aklanması riskini artırmaktadır.
Kripto paralarla kara para aklama süreci genellikle üç aşamada gerçekleşir: yerleştirme, katmanlaştırma ve entegrasyon. İlk aşama olan yerleştirme aşamasında, suçtan elde edilen gelirler çeşitli kripto para borsaları aracılığıyla kripto para birimlerine dönüştürülür. Bu noktada, işlem miktarlarının küçük parçalara bölünerek gerçekleştirilmesi ve farklı hesaplara dağıtılması, finansal denetim mekanizmalarının şüphelenmesini zorlaştıran bir stratejidir. Özellikle küçük miktarlarda yapılan işlemler, borsaların çoğu zaman şüpheli işlem bildirimi yapmaması nedeniyle dikkat çekmeden gerçekleştirilebilir. Bu yöntem sayesinde suç geliri farklı hesaplara dağıtılarak görünürlüğü azalır.
İkinci aşama olan katmanlaştırma aşamasında, kripto para birimleri karmaşık işlemlerden geçirilerek izlerinin sürülmesi zorlaştırılır. Bu aşamada, suç gelirleri farklı kripto para cüzdanlarına aktarılır, çeşitli kripto para birimlerine dönüştürülür veya anonim cüzdanlar arasında hızlı transferlerle izi kaybettirilir. Özellikle “mixer” veya “tumbler” olarak bilinen hizmetler, bu süreçte etkin bir rol oynar. Bu tür hizmetler, farklı kaynaklardan gelen kripto paraları karıştırarak yeniden dağıtır ve işlemlerin izini sürmeyi zorlaştırır. Böylelikle orijinal kaynağın gizlenmesi sağlanır. Ayrıca, bu aşamada çok sayıda cüzdan arasında yapılan hızlı ve küçük çaplı işlemler, iz sürme işlemini daha karmaşık hale getirir.
Son aşama olan entegrasyon aşamasında ise aklanan para yasal ekonomik sisteme dahil edilir. Suçlular, kripto paralarını merkezi borsalarda satarak, itibari para birimlerine (USD, EUR gibi) dönüştürüp bu fonları yasal işlere yatırım yapmak için kullanabilirler. Bu süreç sonunda kripto paralar, yasal kaynaklardan elde edilmiş gibi gösterilir ve yasal para transferleri veya gayrimenkul alımları gibi faaliyetler aracılığıyla meşru bir şekilde kullanıma sokulur. Bu aşama, kripto paraların yer aldığı anonimleştirici teknikler ve farklı hesaplar arası yapılan karmaşık transferler nedeniyle, mali denetim mekanizmalarının takibini oldukça zorlaştırır.
Kripto paraların yüksek gizlilik sağlaması, kara para aklama açısından sundukları en büyük avantajlardan biridir. Özellikle Bitcoin gibi ilk nesil kripto paraların kullanıcı kimlik bilgilerini gerektirmemesi, anonim olarak işlem yapmaya olanak tanır. Her ne kadar blockchain üzerindeki işlemler herkes tarafından görüntülenebilir olsa da, kripto para cüzdanlarının sahipleri hakkında kimlik bilgisi içermez. Bu nedenle, kripto paraların yüksek gizlilikle yapılabilen uluslararası transferler için tercih edilmesi, suçlulara mali işlemlerini kolayca gizleme imkânı sağlar.
Kripto paralarla aklama işlemlerinde kullanılan bir diğer yöntem ise, suç gelirlerini merkezi olmayan finans (DeFi) projelerine veya NFT’lere (Non-Fungible Token) dönüştürmektir. DeFi projeleri, genellikle finansal aracılar olmadan kullanıcıların kripto para yatırımlarını yönetmesine olanak tanıyan protokollerdir. Bu sistemler, merkezi otoritelere tabi olmadan farklı kripto varlıkların alım satımını yapmayı mümkün kılar. Bu nedenle suçlular, suç gelirlerini DeFi projelerinde kullanarak yasal sisteme dahil etme imkânı bulur. Benzer şekilde, son yıllarda popüler hale gelen NFT’ler, dijital sanat eserleri veya koleksiyon ürünleri olarak işlem görür ve suçlular için büyük meblağların aktarımı açısından kullanışlı bir ortam oluşturur. Yüksek değerli NFT satışları veya alımları, kara para aklama amacıyla kullanılan yeni yöntemler arasındadır.
Son olarak, kripto paraların kara para aklama aracı olarak kullanılmasındaki artış, hükümetlerin bu alandaki düzenleme çabalarını hızlandırmasına neden olmuştur. Birçok ülke, kripto para birimleri üzerindeki denetimi artırarak kara para aklama riskini azaltmayı hedeflemektedir. Örneğin, Avrupa Birliği (AB) kara para aklama karşıtı (AML) düzenlemeleri kapsamında, kripto para borsalarına da KYC yükümlülükleri getirilmiş ve yüksek miktarda işlem yapan kullanıcıların kimlik bilgilerini saklama zorunluluğu getirilmiştir. ABD’de ise bu işlemlerin izlenebilirliğini artırmak amacıyla, belirli bir miktarın üzerindeki kripto para işlemlerinin raporlanmasını zorunlu hale getiren yasalar devreye sokulmuştur. Benzer şekilde, FATF (Mali Eylem Görev Gücü) gibi uluslararası kuruluşlar, kara para aklamayla mücadele için kripto para işlemlerine ilişkin sıkı düzenlemeler yapılmasını tavsiye etmektedir.
Kripto paraların sunduğu anonimlik, merkeziyetsizlik ve hız gibi özellikler, kara para aklamada güçlü bir araç olarak kullanılmasına yol açsa da, bu varlıkların yalnızca suç faaliyetleri için tercih edilmediği de unutulmamalıdır. Finansal bağımsızlık sunan bu teknolojiler, birçok kişi ve kuruluş için yasal finansal işlem kolaylığı ve özgürlüğü de sağlamaktadır. Kripto paralarla kara para aklamayı engellemek için atılacak adımların, bu varlıkların suçtan uzak, yasal bir yatırım aracı olarak kullanımını engellememesi gerektiği de önemlidir.
Aklama Suçuyla Korunan Hukuki Değer Nedir?
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu, temel olarak kamu düzeni ve toplumsal barışın korunmasına hizmet ettiği belirtilmiştir. Aklama suçlarının işlenmesi, toplumun mali sisteme olan güvenini azaltarak istikrarsızlık ve güvensizlik yaratır. Ayrıca bu suç, hukuka aykırı yollarla elde edilen gelirlerin yasal sisteme sokulmasıyla, yasadışı zenginleşmeyi meşru hale getirmeyi amaçlar. Bu durum, yasadışı yollarla kazanç elde etmenin cazip bir yol olarak görülmesine neden olur ve bu nedenle aklama suçlarının cezalandırılması, toplumun ahlaki yapısını ve ekonomik sistemin güvenilirliğini korur.
Aklama Suçunun Unsurları Nelerdir?
Aklama suçunun temel unsurları, “suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini yurt dışına çıkarmak” ve “bu değerlerin gayrimeşru kaynağını gizlemek veya yasal bir şekilde elde edildiğine dair izlenim oluşturmak amacıyla çeşitli işlemlere tabi tutmak” olarak temel seçimlik hareketlerde toplanmıştır. Bu suçun işlenebilmesi için suçtan elde edilen malvarlığı değerlerinin, örneğin bir başka ülkeye transfer edilmesi veya çeşitli mali işlemlerle kaynağının gizlenmesi gerekmektedir. Suçun oluşabilmesi için öncül suçun tamamlanmış olması gerekir ve bu suçun “en az altı ay veya daha fazla hapis cezası” ile cezalandırılması gereken bir suçtan kaynaklanması şarttır.
Daha Ağır Cezayı Gerektiren Nitelikli Unsurlar Nelerdir?
Aklama suçunun ağırlaştırıcı unsurları arasında, bu suçun kamu görevlisi veya belirli bir meslek sahibi tarafından işlenmesi durumları yer alır. Örneğin, bir kamu görevlisinin bu suçu görevini yaparken veya görevden kaynaklanan olanakları kullanarak işlemesi durumunda, cezası yarı oranında artırılır. Diğer bir nitelikli unsur ise suçun bir suç örgütünün faaliyetleri çerçevesinde işlenmesidir. Bu durumda verilecek ceza bir kat artırılmakta olup, kanunda tanımlanan suç örgütü kavramı, suç işlemek amacıyla kurulan ve en az üç kişiden oluşan hiyerarşik bir yapıyı ifade eder.
Aklama Suçunun Cezası Nedir?
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun cezası, Türk Ceza Kanunu’na göre üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ve yirmi bin güne kadar adli para cezasıdır. Suçun kamu görevlisi veya belirli bir meslek mensubu tarafından meslekle bağlantılı olarak işlenmesi halinde ceza yarı oranında artırılır. Eğer suç bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmişse, ceza bir kat daha artırılır. Bu tür durumlarda, suçun ceza miktarının yanı sıra suça yönelik özel tedbirler de uygulanabilir. Ayrıca TCK md. 282 hükmünün ikinci fıkrasında “Birinci fıkradaki suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, bu suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklindeki düzenleme ile bu malvarlığı değerinin özelliğini bilerek satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişiyi de cezalandırmaktadır.
Yukarıda yer alan makale tamamen bilgilendirme amacıyla yazılmış olup, bir ceza avukatına ihtiyaç duymanız halinde web sitemizde yer alan iletişim kanalları aracığıyla bizimle iletişim kurabilirsiniz.