Kasten Öldürmeye Teşebbüs ile Kasten Yaralama Arasındaki Fark

1. Kasten Öldürme Suçu Nedir?

2. Kasten Öldürme Suçunda Teşebbüs Hükümleri Nasıl Uygulanır?

3. Kasten Yaralama Nedir?

4. Kasten Öldürme Suçuna Teşebbüs ile Kasten Yaralama Arasındaki Fark Nedir?

1. Kasten Öldürme Suçu Nedir?

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2., Anayasa’nın 17. maddesinde koruma altına aldığı yaşam hakkının kasıtlı bir şekilde ihlal edilmesini düzenleyen TCK md. 81 hükmünde “Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.” biçiminde düzenlenmiştir. Kanun koyucu bir insanın yaşam hakkını kasıtlı bir şekilde ihlal eden kişi için müebbet hapis cezasını uygun görmüştür.

2. Kasten Öldürme Suçunda Teşebbüs Hükümleri Nasıl Uygulanır?

Failin suçu işlemek üzere icra hareketlerine başlayıp elinde olmayan nedenlerden dolayı neticenin meydana gelmemesi halinde teşebbüs hükümleri gündeme gelir. Yargıtay, teşebbüsün uygulanabilmesi için suçun icrasına başlamak gerektiği görüşündedir. Buna göre kasten öldürmeye suçuna teşebbüs halinde meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre cezaya hükmolunur.

3. Kasten Yaralama Suçu Nedir?

Kişilerin vücut bütünlüğünü, beden, akıl ve ruh sağlığını koruma ve kötü muameleden uzak tutulma hakkının bir sonucu olarak TCK md. 86 hükmünde kasten yaralama suçu düzenlenmiştir. Buna göre “Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Kasten yaralama suçuyla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.

4. Kasten Öldürme Suçuna Teşebbüs ile Kasten Yaralama Arasındaki Fark Nedir?

Kasten öldürme suçuna teşebbüs ile kasten yaralama arasındaki fark temel olarak suçun manevi unsuru olan kasttır. Kasten öldürme suçuna teşebbüste; fail, kişiyi öldürme kastıyla harekete geçer ve elinde olmayan nedenlerle amacına ulaşamaz. Ancak kasten yaralama suçunda fail zarar verme saikiyle hareket etmektedir. Amacı öldürmek değildir. Bu iki durum arasındaki fark olan failin kastını Yargıtay çeşitli kriterlere göre değerlendirerek belirlemektedir.

Yargıtay 1. CD 16.11.2009 416/6966 Sayılı kararı “… ölenin kafasına taşla vurduktan sonra 3-4 metre derinliğinde olup, içinde kayalar olan dere yatağına bilerek iteklemiş olduğunu, inleme sesi duyduğu halde maktulü mevcut haliyle olay yerinde bırakıp ayrıldığını söylemesi karşısında, sanığın kastının öldürmeye yönelik olduğunu kabul eden mahkemenin kabul ve uygulamasında isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamenin, sanığın eyleminin olası kastla öldürme suçunu oluşturduğuna yönelik görüşü benimsenmemiştir.” şeklinde değerlendirdiği ölçütlere bir örnek niteliği teşkil etmektedir.

Failin kastının belirlenmesinde dikkate alınan ölçütlere yönelik olarak Yargıtay CGK 22.01.2008 2007/1-269 E, 2008/1 K. Sayılı kararında “Nitekim sanıkla maktul arasında, olay öncesine ait bir husumetin bulunması kastın belirlenebilmesi açısından kullanılabilecek tek ölçüt olmayıp, gözetilmesi gereken ölçütlerden birisidir. Bu durumda arada husumet bulunmasa bile diğer ölçütlerden yararlanarak kastın belirlenmesi mümkündür. Kaldı ki, kasten öldürme suçları ani gelişen kastla da işlenebilmektedir.” hükmü ile ölçütlerin aynı zamanda birbirinden bağımsız olarak da değerlendirildiğini açıklamıştır.

Benzer şekilde Yargıtay 1. CD 16.11.2007 Tarih ve 2007/6956 E., 2007/8493 K. Sayılı kararında; “… Sanığın, kastının öldürme olduğuna dair ikrarı, ince bağırsak yaralanmasına, büyük damar kesilmesine sebep olan batına nafiz delici ve kesici alet yarasının niteliği dikkate alındığında, eylemin kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu anlaşıldığı halde, kasten yaralama suçundan yazılı şekilde karar verilmesi” hükmü ile failin ikrarı ile yaranın yeri ve niteliğinin birlikte değerlendirilmiştir.

Yargıtay 1. CD 06.06.2012 2011/2020 E., 2012/4698 K. Sayılı kararında; “Sanık … ‘ün mağdur …’i beş metre yüksekliğindeki duvardan aşağıya attıktan sonra aşağıya doğru bakarak “seni öldüreceğim, yaşatmayacağım” şeklinde bağırmak suretiyle tehdit ettiği, düşme sonucu mağdurun beyninde ödem oluştuğu ve yaşamsal tehlike geçirdiği olayda; tehdit içeren sözlerin sanığın öldürme kastını ortaya koyduğu anlaşıldığından sanık hakkında tehdit suçundan açılan davada ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi” hükmünü vermiştir.

Yargıtay 1. CD 26/11/2019 Tarih ve 2019/3692 E., 2019/5188 K. Sayılı Kararında; “Sanığın olayda kullandığı parke taşının niteliği, yakın mesafeden hedef alınan vücut nahiyesi, otopsi raporuyla tespit edilen, kafatasında çoklu çökme kırığı ve beyin kanaması şeklindeki harabiyetin nitelik ve derecesi, sanığın sadece yaralama kastıyla hareket ettiğini gösteren bir delil bulunmaması, yalnızca önceden husumet bulunmamasının tek başına yaralama kastını ortaya koyamayacağının anlaşılması karşısında” hükmü ile failin iç dünyasını yansıtan kastın görünümünü somut veriler ışığında incelemiştir.

Yargıtay 1. CD 22.01.2018 Tarih ve 2016/5292 E., 2018/102 K. Sayılı kararında; “Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, olay günü ilk önce sanıklar … ile … arasında çıkan kavgaya tüm tarafların dahil olması ile büyüyen olayda, sanıkların sopa ile maktul …’ye vurarak darp ettikleri; bir haftalık tedaviye rağmen her iki temporal bölgede, sağda 10×5 cm.’lik; solda 7×4’lik kraniektomi defekti, parietal bölgede, oksipital bölgede, sol temporal bölgede lineer kırık alanlarının neden olduğu beyin kanaması ve gelişen komplikasyonlar sonucu maktulün vefat ettiği olayda; a) Hedef alınan bölge, maktulde meydana gelen yaralarının boyut ve derinliği, olayın gerçekleştirilme biçimi nazara alındığında, sanıkların açığa çıkan kastlarının öldürmeye yönelik olduğu gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu aynı Kanunun TCK.nun 87/4. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,” hükmü ile nitelikli kasten yaralama üzerinden verilen cezanın bozulması ve faillerin kasten öldürmeden sorumlu tutulmasına karar vermiştir.

Yargıtayın kasten öldürmeye teşebbüs ile kasten yaralama arasındaki fark olan kast unsurunu tespit ederken değerlendirdiği kriterlere göre:

• Fail ile mağdur arasında husumetin nedeni,
• Kullanılan silahın elverişliliği,
• Hedef alınan vücut bölgesi,
• Darbenin sayısı,
• Mesafesi ve şiddeti,
• Yaraların yerleri ve niteliği,
• Failin hareketlerine kendiliğinden veya bir engel nedeniyle son vermesi,
• Sanığın fiiline bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olup olmadığını belirlemekte ve buna göre eylemin kasten öldürme suçuna teşebbüs mü yoksa kasten yaralama mı olduğuna karar vermektedir.