Velayet Nedir?
Velayet, küçüklerin ve bazı durumlarda kısıtlı çocukların kişiliklerinin, ruhsal, sosyal, bedensel bütünlüklerinin ve mallarının korunması ile temsili konusunda ilgili kanunların anne ve babaya yüklediği ödev ve yükümlülükler ile bu ödevlerin gereği olan hakların tamamını ifade eder.
Velayetin hukuki dayanak ve kaynakları Anayasa, Türk Medeni Kanunu, Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun, Nüfus Hizmetleri Kanunu, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun, Sosyal Hizmetler Kanunu, Türk Borçlar Kanunu, Türk Vatandaşlığı Kanunu, Soyadı Kanunu ve Nüfus Planlaması Hakkında Kanundur. Velayetin diğer dayanak ve kaynaklarını Öğreti, Yargı Kararları ve Hakimin Yarattığı Hukuk oluşturmaktadır.
1989 tarihli Çocuk Haklarına Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi çocuk hakları konusunda en çok katılımın gerçekleştiği milletlerarası sözleşmedir. Sözleşme Birleşmiş Milletlerin 44. Genel Kurulu’nda 20/10/1989 tarih ve 44/25 sayılı kararıyla kabul edilerek 02/09/1990 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ülkemizde ise bu sözleşme 27 Ocak 1995 tarihinde yürürlüğe girmiş, Türkiye böylece sözleşmeye taraf devlet konumuna gelmiştir.
ÇHS uyarınca çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göre daha erken yaşta olma durumu hariç olmak üzere 18 yaşına kadar her insan çocuk sayılır.
ÇHS’de belirlenen bir takım ilkeler, halen uygulamada önemli bir yer edinmekte, özellikle velayetin değiştirilmesi davaları ile kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davalarında işbu sözleşmede belirlenen ilkeler oldukça dikkate alınmaktadır.
Çocuğun Üstün Yararı İlkesi (ÇHS Madde 3)
ÇHS’de yer alan temel ilkelerden biri çocuğun üstün yararı ilkesidir. Sosyal yardım kuruluşları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde çocuğun yararı temel düşüncedir.
Çocuğun Görüşüne Değer Verme İlkesi (ÇHS Madde 12)
ÇHS’ye taraf devletler, görüşlerini oluşturma yeteneğine sahip çocuğun kendini ilgilendiren her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkını bu görüşlere çocuğun yaşı ve olgunluk derecesine uygun olarak, gereken özen gösterilmek suretiyle tanırlar. Bu nedenle, çocuğu etkileyen, etkileme ihtimali olan herhangi bir adli veya idari yargılamada çocuğun bizzat dinlenilmesi çocuğa özellikle sağlanmak zorundadır.
ÇHS’de çocuğa tanınan hakları ise özetle şu şekilde sıralamak mümkündür.
- Kimlik Hakkı,
- Nüfus Kütüğüne Kayıt Hakkı,
- İsim Hakkı,
- Vatandaşlık Kazanma Hakkı,
- Kimliğini Koruma Hakkı,
- Anne ve Babasıyla Birlikte Yaşama Hakkı,
- Anne ve Babası Tarafından Yetiştirilme Hakkı,
- Anne ve Babasıyla Kişisel İlişki Kurma ve Doğrudan Görüşme Hakkı,
- Anne ve Babasını Bilme Hakkı,
- Anne ve Babası Tarafından Bakılma Hakkı,
- Düşüncesini Açıklama Hakkı,
- Düşünce, Vicdan ve Din Özgürlükleri Hakkı,
- Özel Yaşama Saygı Hakkı,
- Bilgi Kaynaklarına Erişim Hakkı,
- Her Türlü Şiddet, İstismar ve Kötü Muameleye Karşı Korunma Hakkı,
- Sömürüden Korunma Hakkı, (Cinsel ve ekonomik)
- Kaçırılma, Satılma ve Fuhuştan Korunma Hakkı,
- Eğitim Hakkı.
VELAYET VEYA VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASI NEDİR?
Eşlerden biri, Türk Medeni Kanunu’nda sayılı boşanma sebeplerinden biri veya birkaçına dayalı olarak ikame ettikleri boşanma davalarında, ergin olmayan müşterek çocuklarının velayetinin kendilerine verilmesini talep edebilir.
Boşanma davası sırasında veya boşanma davası kesinleştikten sonra, ergin olmayan müşterek çocuğun velayetin değiştirilmesini gerektirir esaslı, önemli sebeplerin varlığı halinde, müşterek çocuğun velayeti kendisine verilmeyen eş, boşanma davası devam ediyorsa işbu davanın devam ettiği mahkemeden, boşanma davası kesinleşmişse görevli ve yetkili mahkemeden velayetin değiştirilmesini talep edebilir.
VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASINDA GÖREVLİ MAHKEME
Velayetin değiştirilmesi davasında görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Aile Mahkemesinin olmadığı yerlerde velayetin değiştirilmesi davasına bakma göre Asliye Hukuk Mahkemesidir(Aile Mahkemesi Sıfatıyla).
VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASINDA YETKİLİ MAHKEME
Velayetin değiştirilmesi davasında yetki kesin olarak düzenlenmemiştir. Velayetin değiştirilmesi davası HMK’nın 382. Maddesi uyarında çekişmesiz bir yargı işidir. HMK’nın 384. Maddesinde “Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir.” Hükmü yer almakta olup, buna göre çekişmesiz yargı işleri için davacının veya davalının yerleşim yerinde dava açılabilir. Nitekim Yargıtay’ın yerleşik hale gelmiş içtihatlarında da durum bu şekilde kabul edilmiştir.
VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ SEBEPLERİ
Velayetin değiştirilmesi için gerekli olan sebepleri sınırlandırmak mümkün değildir. Ancak mahkemelerce özellikle göz önüne alınan bazı hususlar velayetin değiştirilmesini neredeyse zorunlu kılmaktadır. Bunlar;
- Çocuğun başkasına bırakılması ( uzun süre akrabalara bırakılması, komşuya bırakılması vb.)
- Çocuğun ihmal edilmesi ( çocuğa yeterli ilgi ve özenin gösterilmemesi, çocukların sağlıksız bir ortamda büyütülmesi, okuldaki devamsızlıklarıyla ilgilenilmemesi,)
- Çocuğun kaçırılması
- Çocuğun terk edilmesi ( iradi ve keyfi olmalıdır)
- Çocuğun yönlendirilmesi
- Çocuğun dilendirilmesi
- Anne veya babanın alkol bağımlısı olması
- Anne veya babanın akıl hastası olması
- Anne veya babanın ruhsal sorunları olması ( bipolar bozukluk, şizofreni vb.)
- Anne veya babanın dengesiz olması
- Anne veya babanın ölmesi
- Anne veya babanın sadakatsiz olması
- Anne veya babanın şiddet uygulaması
- Anne veya babanın çocuğun velayetini istemiyor olması
- Anne veya babanın çocuğa kötü davranması
- Anne veya babanın çocuğu tehdit etmesi
- Anne veya babanın birini öldürmesi
- Anne veya babanın tutuklu olması
- Anne veya babanın meslek özellikleri
- Anne veya babanın ekonomik durumları
- Anne veya babanın yaşadıkları ortam
- Anne veya babanın adli sicil kaydı
- Anne ve babanın yaşı
- Anne ve babanın hissedilen yaşı
- Anne ve babanın etkileme yaşı
Velayet Davası Dilekçe Örneği – 1
ANKARA NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ ’NE
VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVACI) : Ad – Soyad (T.C. kimlik numarası)
Adres : Buraya Adresinizi Yazınız
DAVALI : Ad – Soyad (T.C. kimlik numarası)
Adres : Buraya Davalının Adresini Yazınız
KONU : Küçük …………. ’ın velayetinin öncelikle ve ivedilikle karar verilinceye kadar, tedbiren geçici velayet hakkının ve karar ile birlikte nihai velayetinin davalıdan alınarak tarafıma verilmesi talepli dilekçemizdir.
AÇIKLAMALAR :
1-) Davalı …………Ankara ……….. Aile Mahkemesi’nin …….. Esas, ………… Karar sayılı kararıyla ………………. tarihinde boşandıkça ve karar kesinleşmiştir.(EK-1 Boşanma İlamı) İşbu kararla birlikte müşterek çocuk ……………….’ın velayeti davalı ……….. verilmiştir. Ancak davalı velayet hakkını kötüye kullanmaktadır ve velayetin davalıdan alınarak, tarafıma verilmesi gerekmektedir. Şöyle ki ;
Bu kısma açıklamalarınızı eklemelisiniz.
2-) DAVALI , MÜŞTEREK ÇOCUK …………. TARAFIMLA İLE GÖRÜŞTÜRMEMEKTEDİR.
Öncelikle belirtmek isterim ki, davalı müşterek çocuk ile beni görüştürmemekte, zorluk çıkarmakta, telefonları açmamakta, müşterek çocukla beni telefonda görüştürmemektedir, mahkeme ilamındaki günler geldiğinde de görüştürmemektedir. İcra takibi yoluyla görüşmeye gittiğimde dahi çeşitli bahanelerle çocuğu tarafımla görüştürmemektedir.
Tarafımdan Ankara ……… İcra Müdürlüğü’nün …………. Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine takip başlatılmış ve çocuğu bu şekilde dahi görememekteyim. ( Ek-2 İcra Dosyası) Davalı nın çocuğun benimle kişisel ilişki hakkını sürekli olarak engellemekte bu suretle Türk Medeni Kanunu’nun 324. maddesinde yer alan çocukla kişisel ilişki düzenlemesinin sınırları başlığı ile ” Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür.Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir. ” şeklinde düzenlenen yükümlülüklere aykırı davranmaktadır. Bu durumda davalı ………… yaşındaki müşterek çocuğun gelişimi için önemli olmasına rağmen annesi ile görüşmesini engelleyerek, velayet hakkını kötüye kullandığı ortadadır. Bu nedenle velayetin anne olarak tarafıma verilmesi gerekmektedir.
Nitekim Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2013/13646 E. , 2014/157 K. Sy kararı ” anne ve çocuk arasındaki kişisel ilişkiyi engelleyerek velayet görevini kötüye kullandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” şeklindedir. İşbu yargıtay kararında ve ve daha bir çok yargıtay kararında görüleceği üzere velayet görevini kötüye kullanan taraftan velayetin alınması gerekmektedir. Müşterek çocukla, tarafımı görüştürmeyen davalıdan velayetin alınarak, tarafıma verilmesini talep ederim.
Ek olarak aynı minvalde Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2016/17842 E. , 2016/13832 K. 17.10.2016 tarihli kararı “Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun “üstün yararı” ( BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b )’dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Dosya kapsamındaki delillerden ve davalı-davacı erkeğin 5 kez müşterek çocuk ile kişisel ilişki tesisi için icraya başvurduğu, icra kanalıyla kadının ailesiyle birlikte yaşadığı konuta gelindiğinde çocuğun orada bulunmadığı gerekçesiyle kişisel ilişki tesis edilemediği, ancak dosya içerisinde bulunan sosyal ekonomik durum araştırmasında ve sosyal inceleme raporunda kadının ailesinin yanında oturduğunun belirlendiği, kadın tarafından yeni bir adres bildirilmediği anlaşılmaktadır. Bu suretle annenin baba ve çocuk arasındaki kişisel ilişkiyi engelleyerek geçici velayet görevini kötüye kullandığı anlaşılmaktadır. Çocuğun baba yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi sebep ve deliller de bulunmamaktadır. O halde müşterek çocuğun velayetinin babaya verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.” şeklindedir. Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre Müşterek çocukla, tarafımı görüştürmeyen davalıdan velayetin alınarak, tarafıma verilmesini talep ederim.
3-) Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre ” Toplumun temel birimi olan ve tüm üyelerinin ve özellikle çocukların gelişmeleri ve esenlikleri için doğal ortamı oluşturan ailenin toplum içinde kendisinden beklenen sorumlulukları tam olarak yerine getirebilmesi için gerekli koruma ve yardımı görmesinin zorunluluğuna inanmış olarak,
Çocuğun kişiliğinin tam ve uyumlu olarak gelişebilmesi için mutluluk, sevgi ve anlayış havasının içindeki bir aile ortamında yetişmesinin gerekliliğini kabul ederek,
Çocuğun toplumda bireysel bir yaşantı sürdürebilmesi için her yönüyle hazırlanmasının ve Birleşmiş Milletler Antlaşmasında ilân edilen ülküler ve özellikle barış, değerbilirlik, hoşgörü, özgürlük, eşitlik ve dayanışma ruhuyla yetiştirilmesinin gerekliliğini göz önünde bulundurarak,
Çocuğun korunması ve uyumlu gelişmesi bakımından her halkın kendine özgü geleneklerinin ve kültürel değerlerinin taşıdığı önemi göz önünde tutarak,
Her ülkedeki, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki çocukların yaşama koşullarının iyileştirilmesi için uluslararası işbirliğinin taşıdığı önemin bilincinde olarak, aşağıdaki kurallar üzerinde anlaşmaya varmışlardır:” şeklinde ki düzenlemeler mevcuttur.
Yukarıdaki tüm açıklamalarım ışığında öncelikle davamın kabulü ile, çocuğun üstün yararı gereğince geçici velayetin ivedilikle tarafıma verilmesine, dava sonunda ise nihai velayetin yine tarafıma verilmesine karar verilmesini talep ederim.
HUKUKİ NEDENLER : HMK, TMK ve yasal mevzuat
HUKUKİ DELİLLER : tanık, Ankara ……… İcra Müdürlüğü’nün …………. Esas sayılı dosyası, varsa darp raporu,ve diğer deliller
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıkladığımız nedenlerle, Küçük …………. ’ın velayetinin öncelikle ve ivedilikle karar verilinceye kadar, tedbiren geçici velayet hakkının ve karar ile birlikte nihai velayetinin davalı dan alınarak tarafıma verilmesini, yargılama giderleri davalıya yükletilmesine, karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederiz. 01.01.2023
Davacı