Eşlerin aralarındaki maddi varlıklar, nafaka, ortak çocuklar, tazminat ve benzeri konularda anlaşmaya varamadığı durumlar halinde taraflardan birinin çekişmeli boşanma dilekçesi vererek açtığı boşanma davası türlerinden biridir.
Evlilik konusunda ortak anlaşma olabilir ama boşanma sürecindeki ortak hayatın dağılımına yönelik paylaşımların ne olacağı davanın asıl konusunu oluşturmaktadır.
Çekişmeli boşanma dilekçesi ile taraflardan biri Aile mahkemesine başvurusu gerçekleştirilebilir.
Çekişmeli Boşanma Davası İçin Nedenler
Türk Medeni Kanunu doğrultusunda, çekişmeli boşanma davası açabilmek için sebepler aşağıdaki gibidir;
- İnsan hayatına kast ve kötü onur kırıcı tavırlar
- Onursuz bir hayat sürme ve suç işleme
- Terk etme
- Akıl hastalığı durumu
- Aldatma
- Temelden evliliği sarsacak diğer durumlar
Çekişmeli Boşanma Davasında Talep Edilebilecekler
Türk Ceza Kanunu doğrultusunda, çekişmeli boşanma dilekçesi ile başvurusu yapılan bu tip davalarda, dava konusu gereği, davacı olan kişi davalıdan belli başlı şeyleri talep edebilmektedir;
- Yoksulluk Nafakası Talebi: Boşanmadan dolayı yoksul duruma düşecek taraf diğerinden süresiz nafaka isteyebilir.
- İştirak Nafakası Talebi: Çocuğun velayetinin verilmediği eş, çocuğun bakım ve eğitimi için gücü doğrultusunda iştirak nafakası ödeyebilir.
- Müşterek Çocuk Velayeti Talebi: Velayet tek tarafa verilmez. Ortak paylaştırılır. Süreçte anne, baba ve mümkünse çocuk dinlenir. Çocuğun fikri ve süreçteki anne baba tavırları incelenir.
- Maddi ve Manevi Tazminat Talebi: Boşanma süreci ile ilgili olarak kusuru olan taraf olmayan tarafın talebi olursa, değerlendirme sonucu maddi ve manevi olarak tazminat ödeyebilir.
- Uzaklaştırma Talebi: Eşlerden biri diğerine, saldırı, ağır söz ya da fiziki bir şekilde tacizlerde bulunuyorsa, boşanma sonrası, zarar verene tarafın diğerine uzak kalması zorunluluğu getirilebilir.
Çekişmeli Boşanmada Mal Paylaşımı Nasıl Olur?
Çekişmeli boşanma davalarında mal paylaşımı için öncelikle sürecin, başından sonuna kadar netleşmiş olması gerekir. Yani çekişmeli boşanma dilekçesi ile başlayan, protokol ile devam eden, dava ve süreçlerinde olanlar, en nihayetinde sonuç ile biten tüm dava süreci netleşmelidir. Mal paylaşımı için yeni bir dava açılması gerekir. Ocak 2002 itibariyle eşlerin evlilik öncesi malları evlilik boşanma ile bittiğinde de yine kendi özel malları olarak kalacaktır. Evlilik sürecinde kazanılan mallar üzerinde ise tarafların hakkı eşittir.
Çekişmeli Boşanma Davaları Ne Kadar Sürede Biter?
Çekişmeli boşanma dilekçesi verildiği andan itibaren sürecin başladığı düşünülürse, delillere, nedenlere, hemfikir olunamayan konulara göre süresi çok farklılaşabilir. 1.5 yıl ve 2 yılı bile bulabilir.
Çekişmeli Boşanma Davasında Duruşma Gitmek Mecburi Mi?
Çekişmeli boşanma davası sürecinde eğer davacı olan taraf sizseniz avukatınız yoksa mecburi olarak gitmeniz gerekir. Ancak avukatınız varsa vekil olarak avukatınız gidebilir. Davalı tarafta iseniz bu durumda mecburiyetiniz yoktur.
Çekişmeli Boşanma Dilekçesi Nasıl Yazılır?
Anlaşmalı boşanma dilekçesinin aksine daha detaylı bilgi isteyen çekişmeli boşanma dilekçesi için örnek bir dilekçe aşağıdaki gibidir;
……… Aile Mahkemesi Hakimliği’ne;
Davacı ve Davalı Kimlik Bilgileri: İsim, soyisim, T.C. kimlik no ve adres.
Konu: Evlilik birliğinin sarsılması sonucu boşanma, velayet, tazminat ve nafaka talepleridir.
Açıklamalar:
- Taraflar …….. tarihinde evlenmiş olup son 10 yıldır evlidir. …………… (boşanma sebepleri) nedenlerinden dolayı evlilik birliği sarsılmış ve devam edemez hale gelmiştir.
- Velayet talebim vardır / yoktur.
- Ortak çocuk için …….. TL iştirak nafakası talep ediyorum. ………………….. (nedenleri)
- Şahsım için yoksulluk nafakası talep ediyorum. ………………………….. (nedenleri)
- Davalıdan ………… TL maddi, ……………. TL manevi tazminat talep ediyorum. ……… (nedenleri)
Deliller: Nüfus kayıt örnekleri, tanıkları beyanları, yazılı deliller…
Sonuç ve Talep: Yukarıda yazan konular ile ilgili karar beklentisi yazılmalıdır.
Davacı, isim, soyisim ve imzası.
Çekişmeli Boşanma Dilekçe Örneği
ANKARA NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİNE
6284 sayılı yasa kapsamında tedbir
ve uzaklaştırma taleplidir.
ANKARA AİLE MAHKEMESİNE
DAVACI : İsim Soyisim TCKN: ….
Adres
VEKİLİ : Av. Hüseyin Emre DERELİ
İşçi Blokları Mahallesi Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi No: 45/A 21&22/3 Çukurambar Çankaya Ankara
DAVALI : İsim Soyisim TCKN:
Adres
- KONUSU : Tarafların, davalının tam kusurlu davranışları sebebiyle TMK 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin müvekkil anneye verilmesine, müvekkil lehine aylık 2.500 TL tedbir-yoksulluk, müşterek çocuk Ahmet lehine aylık 2.000 TL tedbir-iştirak, Nur lehine aylık 2.000 TL tedbir-iştirak nafakasına hükmedilmesi, müvekkil lehine 250.000 TL maddi, 250.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi ve davalı hakknda 6284 sayılı yasanın 5/1 a,b,c,d,e,f fıkraları uyarınca tedbir kararı verilmesi taleplerimizi içerir dava dilekçemizden ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
Müvekkil ile davalı yan, 01/01/1999 tarihinde evlenmiş olup bu evliliklerinden 2008 doğumlu Ahmet ve 2011 doğumlu Nur isimli müşterek iki çocukları olmuştur.
Müvekkil 25 yıla yakın süren evlilik birliği içerisinde üzerine düşen tüm yükümlülükleri eksiksiz olarak yerine getirmiş ancak davalının uzun süredir kendisine karşı uygulamış olduğu, fiziksel, duygusal ve psikolojik şiddet sebebiyle evlilik birliğinin müvekkil açısından devamı imkânsız hale gelmiştir.
MÜVEKKİLİM FİZİKSEL ŞİDDETE MARUZ KALMIŞTIR
Müvekkilim, evliliğin başından bu yana davalının fiziksel şiddetine maruz kalmış, uzun yıllar boyunca yuvam dağılmasın, çocuklarım mağdur olmasın düşüncesi ile bu eziyetlere boyun eğmiş ancak son zamanlarda yaşanan olaylar, alınan ölüm tehditleri ve işkence boyutuna varan fiziksel şiddet sebebiyle evliliğini sürdürmek istememektedir.
Müvekkilim yukarıda da bahsetmiş olduğumuz üzere evliliğin başından bu yana davalının fiziksel şiddetine maruz kalmıştır. Davalı yan her kafasına estiğinde, dışarıda canı her sıkıldığında, yemeği beğenmediğinde, televizyonun sesi biraz yüksek olduğunda, çocuklar ağladığında, müvekkilin ailesiyle telefonda görüştüğünü duyduğunda, müvekkilime acımasızca şiddet uygulamış, mutfaktan aldığı bıçakla müvekkilin üzerine yürüyüp “seni doğrarım” diyerek tehditler savurmuştur.
Yine 2018 yılının Kurban Bayramı arifesinde, müvekkilim davalının fiziksel şiddetine maruz kalmış, kaçarak komşusunun evine sığınan müvekkil, komşularının çabasıyla ölümün kıyısından dönmüştür.
Davalı yan işten döndüğü bir günde, müvekkile incir çekirdeğini dahi doldurmayacak bir sebepten ötürü şiddet uygulamaya başlamış, ardından “bu evde kalırsan artık seni öldürürüm” diyerek müvekkili evden kovmuş, müvekkil o gün polisi aramış, gelen memurlar “ablacım her evlilikte olur böyle şeyler” diyerek tutanak dahi tutmaksızın olay yerinden ayrılmış, müvekkilim o gece çocukları ile birlikte saklanmaya çalışmış, Ankara’ya akrabalarının yanına gelip sığınmıştır. Müvekkilin maruz kaldığı bu fiziksel şiddete özellikle müşterek çocuklardan Ahmet birçok kez şahit olmuştur. İşbu tarihten sonra yaklaşık 2 yıldır taraflar ayrı yaşamakta müvekkilim bir daha o eve dönmek istememektedir.
Müvekkilim yalnızca davalının değil, davalının babasının da fiziksel şiddetine maruz kalmış, davalının babası satırla müvekkilin üzerine yürümüş, müvekkil canını zor kurtarmıştır. Davalı tarafından sevgi ve saygı göremeyen müvekkil davalının ailesi tarafından da hor görülmüş, bırakın gelin olarak sevilmeyi insan olarak da bir saygı görememiştir. Davalı, babasının müvekkilin üzerine satırla yürümesine ve yine müvekkil kaçıp canını kurtarmasa belki orada öldürülmesi olayında babasına ağzını açıp tek kelime etmeyerek müvekkili kayınbabasının gözünde değersizleştirmiştir. Nitekim davalıdan gereken korumayı görmeyen müvekkil davalının yanı sıra davalının ailesinden de korkarak yaşamıştır.
Davalı yanın, şiddete meyilli bu karakter yapısından nasibini müşterek çocuklar da almış, davalı yan müşterek çocuklara da birçok kez fiziksel şiddet uygulamıştır. Davalının bu tutumu karşısında ne yapacağını şaşıran müvekkil ve müşterek çocuklar her seferinde çareyi bir yerlere sığınmakta bulmuşlardır. Davalının uyguladığı şiddet öyle bir noktaya gelmiştir ki tarafların komşuları davalının kendilerine de zarar vermesinden korktukları için birçok kez müvekkili ve müşterek çocukları kaderlerine terk etmek zorunda kalmışlardır. Kimseden bir yardım göremeyen, davalının baskısı sonucunda yıllardır görüşmediği ailesine de yaşanan şiddet olaylarından bahsedemeyen müvekkil ve müşterek çocukların can güvenliği için tarafların boşanması ve davalı yan hakkında tedbir ve uzaklaştırma kararı verilmesi gerekmektedir.
MÜVEKKİLİM DAVALININ KÜFÜR, HAKARET
ve TEHDİTLERİNE MARUZ KALMIŞTIR
Davalı yan, müvekkili, hiçbir zaman bir insan bir anne olarak görmemiş, onu kendi hizmetçisi, uşağı ve ona mecbur olan bir köleymiş gibi görmüş, müvekkile sürekli hakaret edip, onu aşağılamıştır.
Müvekkilim, müşterek çocukların, evlerine ziyarete gelen misafirlerin önünde, bazen de telefonda konuşurken, davalının hakaretlerine, ağza alınmayacak küfürlerine maruz kalmıştır. Davalı yan müvekkile en basit olaylarda dahi “senin ananı avradını sinkaf ederim”, “gerizekalı kadın” vb. şeklinde herkesin içinde küfürler etmiştir.
Müvekkil evlilikleri boyunca anne ve babası ile doğru düzgün görüşememiştir. Davalı yan manasız bir şekilde müvekkilin anne ve babası ile görüşmesini engellemiştir. Müvekkilim annesi ile telefonda konuştuğu bir gün davalı müvekkilin yanına gelerek ”ya o telefonu kapatırsın ya da gider o ananı öldürürüm” diyerek müvekkili tehdit emiştir. Davalının bu sözlerini duyan müvekkilin annesi kızını bir daha arayamamıştır.
Müvekkilin babası kanser hastası olduğunda dahi müvekkili babası ile görüştürmeyen davalı, müvekkili şiddetin belki de en ağır türü olan sistematik psikolojik şiddet ile yıllarca yıpratmış ve sindirmiştir. Müvekkil kendi can güvenliğini bir kenara koymuş küçük çocuklarını, yaşlı ve hasta anne ve babasını düşünerek davalının tehdit, küfür ve hakaretlerine boyun eğmek zorunda kalmıştır.
MÜVEKKİL VE DAVALININ EVLİLİKLERİ BOYUNCA HİÇBİR
SOSYAL HAYATI OLMAMIŞTIR
Müvekkil ve davalı evlendikleri günden müvekkilin canını kurtarmak için evden ayrıldığı güne kadar bir gün bile dışarıda yemek yememiş, ailece sosyal bir aktivite yapmamıştır.
Davalı her dini bayramda, iki-üç gün önceden müvekkil ve müşterek çocukları kendi anne ve babasının yanına götürmüştür. Müvekkil evlilikleri boyunca bir bayramda dahi anne babasının elini öpememiş onlarla vakit geçirememiştir. Davalının görmeyeceği, duymayacağı şekilde onları arayabildiği zaman kendi kendine sevinen müvekkil her bayramı içi buruk bir şekilde geçirmiştir.
Davalı, müşterek çocukların bebeklikleri de dahil hayatlarının hiçbir döneminde çocukları ile ilgilenmemiş bir babanın göstereceği sevgi ve şefkati onlardan esirgemiştir. Çocukların büyütülmesi, beslenmesi, parka götürülmesi, okula götürülmesi, ödevlerinin yaptırılması gibi bir çocuk için anne babasının yapması gereken her şeyi müvekkil tek başına yapmıştır. Davalı yan müşterek çocuklarla her konuştuğunda onları dövmekle tehdit etmiş, dövmüş veya küfretmiştir. Davalı yanın çocuklarına öğretebildiği tek şey küfür ve hakaret olmuştur.
Davalı birkaç saat sürecek olan düğün merasimlerine veya akraba ziyaretlerine bile ailesini götürmemiştir. Aile olmanın getirdiği sorumlulukları taşıyamayan davalı yan yıllarca müvekkili sosyal hayattan soyutlamış, gidilmesi zaruri olan yerlere de götürmeyerek müvekkili ve müşterek çocukları dört duvar arasına mahkûm etmiştir.
MÜVEKKİLİM DUYGUSAL ŞİDDETE MARUZ KALMIŞTIR
Müvekkilim, davalının psikolojik ve fiziksel şiddetinin yanı sıra duygusal şiddetine de maruz kalmıştır. Davalı yan, özellikle fiziksel şiddetinin işkence boyutuna taşıdığı son dönemlerde, müvekkile, “sen bana 10 tane çocuk da versen benim gözümde hiçsin”, “senden bıktım artık”, “içimde sana karşı şu kadar sevgi kalmadı”, sözler söylemiş, müvekkili bazen müşterek çocukların, bazen de eve gelen misafirlerin önünde küçük düşürüp aşağılamıştır.
Davalı yan, bu sözlerini birçok kez cep telefonuyla müvekkili aradığında da söylemiş, duruma müvekkilin yanında olan akrabaları ve bazen de müşterek çocuklar bizzat şahit olmuştur.
6284 SAYILI YASA GEREĞİ UZAKLAŞTIRMA TEDBİRİ TALEBİMİZ VARDIR
Yukarıda detaylıca izah etmiş olduğumuz üzere müvekkil, müşterek çocuklar ve müvekkilin ailesi davalının fiziksel şiddet ve tehdit eylemlerine maruz kalmakta, bu sebeple de can güvenliklerinden endişe etmektedirler. Davalının müvekkile karşı uygulamış olduğu fiziksel şiddet halihazırda telefon aramalarıyla devam etmekte, davalı müvekkilin yaşadığı evin önüne gelerek müvekkili götürmeye çalışmaktadır. Bunun yanı sıra ”Seni de aileni de öldürürüm kimseyi sağ bırakmam.” şeklindeki tehditleri müvekkilin can güvenliği konusunda taşıdığı endişenin haklılığını bizlere açıkça göstermektedir. Bu bağlamda 6284 sayılı Kanun’un 5/1 a,b,c,d,e,f maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesini talep ediyoruz.
VELAYET TALEBİMİZ VARDIR
Müşterek çocuklardan Ahmet 2008, Nur 2011 doğumlu olup, annelerinin bakım ve şefkatine muhtaç durumdadırlar. Müşterek çocuklar halihazırda Ankara’da eğitim hayatlarına devam etmektedirler. Müşterek çocuklardan Nur 8. Sınıf öğrencisi, müşterek çocuklardan Ahmet ise Lise 3. Sınıf öğrencisidir. Müvekkil anne, müşterek çocukları bu yaşlarına kadar adeta tek başına büyütmüş olup, çocuklar annelerine oldukça düşkündürler. Davalının agresif, kavgacı, yapısı ve öz çocuklarına dahi şiddet uygulaması sebebiyle müşterek çocukların sosyal, psikolojik ve ahlaki gelişimini olumsuz etkilemekte, müşterek çocuklar babalarının annelerine uyguladığı şiddet sebebiyle babayla kalmak istememektedirler. İşbu nedenle dava süresince geçici, dava sonunda sürekli olacak şekilde ergin olmayan müşterek çocukların velayetinin müvekkil anneye verilmesini talep ediyoruz.
NAFAKA TALEBİMİZ VARDIR
TMK’nın 182/2 maddesine göre eşler çocuğun infak ve iaşesi yanında eğitimine ekonomik güçleri oranında katılmak zorundadır. Müvekkilim halihazırda işsiz olup akrabalarının yardımı ile hayatını idame ettirmeye çalışmaktadır. Davalı yan ise kendi nam ve hesabına ticaret yapmakta, günlük ortalama 1.500 – 2.000 TL kâr elde etmektedir. Davalının kazancı aylık 30.000 TL bulmaktadır. İş bu nedenle, müşterek çocukların yaşı, eğitimlerinin devam etmesi, ihtiyaçlarının günden güne artması, paranın alım gücü de düşünüldüğünde, tensiple birlikte müvekkil lehine aylık 2.500 TL tedbir-yoksulluk, müşterek çocuk Ahmet lehine aylık 2.000 TL tedbir-iştirak, Nur lehine aylık 2.000 TL tedbir-iştirak nafakasına hükmedilmesi talebimiz bulunmaktadır.
MADDİ ve MANEVİ TAZMİNAT TALEBİMİZ VARDIR
Maddi Tazminat Talebi
Müvekkil ile davalı yan 25 yıla yakın süre boyunca evlilik birliğini devam ettirmişlerdir. TMK Md. 174/1 uyarınca müvekkilin mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma gerçekleştiği takdirde maddi olarak zarara uğrayacaktır. Doktrin ve uygulamada maddi tazminatı belirlemede kabul edilen ölçütler ışığında;
- Müvekkil evlilik birliği sona erdiği takdirde davalı yanın ekonomik desteğinden yoksun kalacaktır.
- Yine müvekkil davalı yanın sosyal güvenlik kuruluşu imkanlarından(kıdem tazminatı,SGK vb) mahrum kalacaktır.
- Müvekkilin müşterek çocuklara hem yaşları hem de çocukların annelerine düşkün olmaları sebebiyle bakma yükümlülüğü vardır.
- Müvekkilin gerek yaşı, gerek yetiştirilme tarzı, gerekse çocuk sayısı sebebiyle yeniden evlenme olasılığı oldukça düşüktür.
Yukarıda sayılan ve ayrıca sayın mahkemece re’sen nazara alınacak hususlar neticesinde müvekkil lehine 250.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesi talebimiz vardır.
Manevi Tazminat Talebi
Müvekkil davacı boşanma talebinin gerekçelerini oluşturan, maruz bırakıldığı fiziksel, duygusal ve psikolojik şiddet sebebiyle derin bir elem ve üzüntü içerisindedir.
Davalının müvekkile sürekli “senin ananı avradını sinkaf ederim”, “….. koyduğumun karısı”, “geri zekâlı karı” şeklinde hakaretlerde bulunup onu ailesi ve çevresi içerisinde küçük düşürmesi, müvekkilin ailesini de öldürmekle tehdit etmesi, fiziksel şiddet uygulayıp müvekkili “öldürmek ve paramparça etmekle tehdit etmesi” ailenin en kıymetli varlığı olan ve toplumumuzda el üzerinde tutulması gereken bir annenin saygınlığına, haysiyetine, annelik ve kadınlık onuruna açık bir saldırı niteliğindedir.
Gençliğinin en güzel yıllarını kendisine hayatı zindan eden davalı yan ile geçirmek zorunda kalan müvekkilin manevi zararının tazmini için müvekkil lehine 250.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ediyoruz.
HUKUKİ SEBEPLER : TMK, HMK, 6284 sayılı yasa ve ilgili mevzuat
HUKUKİ DELİLLER : Aile Nüfus kaydı, Mali ve sosyo ekonomik durum araştırma yazıları, Tanık, (İsim ve adresleri bilahare sayın mahkemeye bildirilecektir), Bilirkişi,, Keşif,, Sosyal inceleme raporları, Kolluk tutanakları, SMS ve Whatsapp mesajlaşmaları, Ses kayıtları, Banka hesap ekstreleri, Yargıtay ve BAM ilamları, Uzman Mütalaaları ve ikamesi mümkün her türlü yasal delil
NETİCE – İ TALEP : Yukarıda arz ve izahına çalışılan ve ayrıca sayın mahkemenizce re’sen nazara alınacak hususlar neticesinde;
- Davamızın kabulü ile tarafların, davalının tam kusurlu davranışları sebebiyle TMK’nın 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına,
- Müşterek çocukların velayetinin müvekkil anneye verilmesine,
- Müvekkil lehine aylık 2.500 TL tedbir-yoksulluk, müşterek çocuk Ahmet lehine aylık 2.000 TL tedbir-iştirak, Nur lehine aylık 2.000 TL tedbir-iştirak nafakasına hükmedilmesine,
- Müvekkil lehine 250.000 TL maddi, 250.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine,
- Davalı aleyhine 6284 sayılı yasanın 5/1 a,b,c,d,e,f maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesine,
- Yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı yana tahmiline,
Karar verilmesini bilvekale saygılarımızla arz ve talep ederiz. 05/01/2022
Davacı vekili
Av. Hüseyin Emre DERELİ
EK:
- Onanmış vekaletname sureti
Bu kadar bilgi sahibi değildim çekişmeli boşanmada teşekkürler hocam bilgiler için
Bu konuda çok yardımcı oldunuz çok teşekkür ediyorum size ,Burada bilgilendirmede çok iyi olmuş teşekkürler 🙏❣️
Bu konuda internette çok araştırma yaptım en doğru en ayrıntılı en kaliteli bilgiyi sizden öğrendim emeği geçenlere teşekkürler
Merhabalar bu önemli yazı ve bilgiler için teşekkürler çok yardımı dokundu sayenizde
Çekişmeli boşanma davaları en fazla kaç yıl sürüyor acaba?